İş hayatında ya da öğrencilik döneminde pek çok insan kendini zaman zaman bir grubun önünde konuşurken bulabilir. Kimileri için oldukça stresli bir durum olan, topluluk önünde konuşmak; bilgi, hazırlık, prova ve deneyimle gelişebilecek bir beceridir. Eğer temel bilgiler çerçevesinde iyi bir hazırlık yapılırsa stresli bir durum gibi görülen topluluk önünde konuşma keyifli bir hale çevrilebilir. Özellikle, başkalarından gelecek pozitif bir enerji yoluyla son derece önemli bir haz sağlayan ve öz güveni geliştiren bir beceridir.
İşte temel bilgiler diye tanımladığım aşağıdaki önerilere dikkat edildiği takdirde bu stresli durum son derece keyifli bir hale çevrilebilir ve aldığınız olumlu geribildirimler yoluyla kendinizi çok daha iyi hissedebilirsiniz.
Hazırlık, hazırlık, hazırlık. Hazırlık bir sunumun ya da konuşmanın cilalanması değildir. Bu kime konuşacağınız, nerede konuşacağınız, ne kadar sürenizin olduğu gibi temel sorulara cevap alarak hazırlandığınız en önemli aşamadır. Zira bu sorulara aldığınız cevaplar, sizin konuşmanız içerisinde vereceğiniz mesajları belirleyecektir. Elbette konuşmayı mesajınız verecek en etkili araç ne ise (Powerpoint, Prezi, Film, Canlandırma, Sadece Konuşma ya da kombinasyonlar gibi) onunla vermek için hazırlanacaksınız. Ancak önce kime konuştuğunuzu ve hangi mesajlarının daha çekici olacağını belirlemeniz gerekmektedir.
1-10 Kuralı. 10 dakikalık bir konuşma için dahi en az 100 dakika yani yaklaşık 2 saat prova yapmanız gerekmektedir. Aynanın karşısında ya da kameraya çekeceğiniz görüntü ile bu prova kısmını son derece ciddiye almalısınız.
Etki yaratmak. Gördüğüm bazı temel hatalardan biri de çok fazla etkileyici olmaya çalışmaktır. Katılımcılar üzerinde pozitif bir etki yaratmak evet önemli ancak bu “ben” dilinden ziyade katılımcıları onere eden ve onlara değer veren ifadelerle olmalı. Etki konuşma içindeki bilgi ve yaklaşımınızın bileşiminden gelecektir. Temel prensip katılımcılara etkilemek değil onlara ulaşmak, temas kurmak olmalıdır.
Giyim. Temas kurmanın yollarından biri de doğru giyimdir. Yurtdışından bir eğitim kurumu ile yaptığımız bir işbirliği sırasında eğitimlere aktarmak için gelen uzmana siz nasıl giyinmeyi tercih ediyorsunuz diye sormuştum. Verdiği cevap basit ama uygulanabilir ve evrensel bir cevaptı: Katılımcılar gibi giyinmek ama bir çıt daha yukarıda. Yani katılımcılar serbest kıyafetle gelmişse, smart casusal giyinin.
Değer Yaratmak. Eğer gerçekten katılımcılara yaptığınız sunumla bir değer yaratmak istiyorsunuz, onlara ilgi gösterin ve dinleyin. En başarısız sunum ya da konuşmalar sadece konuşmacının kendi konuştuğu ve/veya katılıcıları hiçbir şekilde dikkate almadığı, gözlemlemediği konuşmalardır.
Göz Teması. Beden dili bir bütün olarak konuşmalar sırasında önemlidir. Ancak özellikle göz teması en kritik olanlardan birdir. İnsanlar genellikle göz teması kuramayanlara karşı güvensizdirler. Konuşmanız sırasında 200 kişi de olsa göz temasını kurmanız önemlidir. Zira gözler katılımcıların iç dünyalarına açılan pençeler gibidir. Sizin gözlerinizden de siz onlara kendi iç dünyanızı açarsınız. Bu yüzden de eğer bir sunum sırasında çok fazla görsel malzeme, slide gösteriyorsanız azaltın bunları zira katılımcılarla olan göz temasını kesmenize neden olacaktır.
Tekrarlamanın gücü. Eğer bir mesaj önemli ise onu tekrarlayın. İnsanlar genellikle birden fazla duydukları şeylere daha fazla inanırlar. Tekrarı yapan aynı kişi olsa daha önemli yerlerde tekrarlamak pozitif bir etki yaratacaktır.
Benchmark olarak Müzikten Yararlanın. İnsanlar müzik dinlemeyi severler. Çünkü müzik içerisinde inişler çıkışlar ve duruşlar vardır. Bu duruş anlarındaki sessizlik müziği daha da güzel yapar. Aynı mizah yapar gibi. Dolayısıyla bir konuşmanın da anahtar bileşeni zamanlamadır. Bu yüzden konuşma sırasında zaman zaman akışkanlığı bozmayacak şekilde duruşlar yapmak önemlidir.
Aynı anda 7’den fazla mesajı aşmamak. Katılımcılara etki yaratmak ve bu etkiyi hatırlamalarına yardımcı olmak, insanoğlunun bir zaafı olan hafızlarımızın 7’yi aşan noktalarda zorlandığını unutmayın. Nasıl 7 haneli telefon numaralarını hatırlayabiliyorsak daha fazlasında zorlanıyorsak, mesajlarımızda bunu yapmalıyız. 7 ± 2 kuralı gerçekten işe yaracaktır. Son dönemdeki araştırmalar 4-5 ana noktanın üzerinde durmanın daha fazla işe yaradığını göstermektedir. Bu bir yazı olduğu için ben maksimum sınırı tercih ettim. Özetle bu bir beceridir. Her beceride olduğu gibi yaparak mükemmele ulaşılabilir. Yeter ki yukarıdaki ana konulara dikkat edin.
Yararlanılan ve Tavsiye Edilen Kaynaklar:
http://www.psychologytoday.com/blog/unthinking/201109/more-speaking-tips-beat-pretend-your-audience-is-naked Miller, G. A. (1956), "The magical number seven, plus or minus two: Some limits on our capacity for processing information", Psychological Review 63 (2): http://www.musanim.com/miller1956/