Şimdiye Kadar Gerçekleştirilen En Garip Psikoloji Deneylerinden Bazıları
paylaş

Vücudumuzda bulunan tüm bölümler içinde kuşkusuz en ilginç olanı beyindir. Kimse tam olarak orada neler olup bittiğini bilmiyor, dürüst olmak gerekirse de psikologlar hariç pek çok insan da fazla ilgilenmiyor.  Düşündüğümüz, hayal ettiğimiz tüm garip şeyler aslında araştırmacılar için deneyler yapmaya birer davet. İşte bunlardan bazıları için yapılmış araştırma sonuçları:

1. Empati çiftleri birbirine benzer hale getirir mi? 
empatiDaha önce hiç fark ettiniz mi acaba; uzun zamandır birlikte olan çiftlerin birbirine benzemeye başladıklarını? Paylaşılan ortam ve yapılan ortak diyet programları bu fenomenin arkasındaki en mümkün sebepler olarak görülmekteyken, Robert Zajonc liderliğinde yürütülen araştırmalar bunun geçersizliğini gösterdi ve asıl sebebin empati olduğunu buldu. Kişiler birbirlerine karşı empati gösterdiklerinde birbirlerinin yüz ifadelerini taklit etme eğiliminde oluyorlar.

 

2. Gıdıklanma sırasındaki gülme öğrenilmiş bir davranış mıdır?

gıdıklama

Gıdıklanma konusu bilim  insanları için oldukça ilginç bir konudur. Profesör Clarence Leuba gıdıklanıldığında yapılan gülmenin doğuştan mı yoksa sonradan mı öğrenildiğini kendi çocuklarında test etti. Bunun için onları ne zaman gıdıklasa kendisi asla gülmedi. Hatta yüz ifadelerinden etkilenmemeleri için çocuklarını gıdıkladığı sırada bir maske dahi yüzüne giydi. Her iki çocuğu da ebebeylerinden etkilenmeden yani öğrenmeden gıdıklandıklarında gülmeye başladılar. Bu sadece insana ait bir fenomen değildir.  Sıçan ve maymunların da (ape) gıdıklarında güldükleri bulunmuştur.  Deneyin ilginç sonuçlarından biri de Profesör Leuba’nın bu çalışmaları sonucunda bir gıdıklama uzmanına dönüşmesidir.

3. Sakallı kişiler daha az güvenilir ya da daha çok güvenilir kişiler midir?

sakal

Araştırmacılar sakallı olmanın faydaları konusunda ciddi ciddi oturup kafa yormuşlardır. Sakal konusundaki algıların zaman içinde değiştiği açıktır. Jurgen Klapprott tarafından 1979 yılından yapılan bir araştırmada üniversite öğrencileri, sakallı erkek profesörlerinin, tıraşlı olanlara göre daha az güvenilir olduğunu göstermiştir. Ancak 2010 yılında yapılan araştırmalar sonuçların değiştiğini göstermiştir: Reklamlarda görülen sakallı ve tıraşlı erkekler karşılaştırıldığında orta uzunluktaki düzenli bir sakalın daha güvenilir bir etki yarattığı görülmüştür.

 

4. Bu Köpek Bir Medyum mu?

 verandada köpekPsikoloji tutkunları için köpekler her ne kadar yasak bir bölge olmasa da bu deney tam olarak psikologların liderliğinde yürütülmemiştir. Paranormal olaylar konusunda(doğaüstü) uzmanlar olan kişiler tarafından gerçekleştirilen bu deneyde Jaytee adındaki bir köpeğin sahibinin eve dönüşünü anladığı iddialarını test etmek için gerçekleştirilmiştir. Köpek sahibi her eve gelmek için hazırlık yapmaya başladığında, köpekte aynı anda terasa çıkıyordu. Deney, köpek sahibinin rutini dışında rastgele olaylarda gerçekleştirildi;  farklı arabalarla eve dönüş, evde kimsenin olmaması, evdeki kimsenin ne zaman geleceğini bilmemesi gibi pek çok durumdan bağımsız köpek her seferinden terasa çıkabiliyordu. Sonuçta, ne kadar inanmak istesek de köpeğin psişik güçlere sahip olmadığı anlaşıldı. 

 

5. İnsanlar sadece kendilerine söylendiği için kötü şeyler yaparlar mı?
milgramÜnlü Milgram deneyi, sonuçların aksini olmasını umduğumuz ve bizi şaşırtan tuhaf deneylerinden biridir. Stanley Milgram, sadece bir otorite tarafından istendiği için başkalarının canı acıtması pahasına deneklerin ne kadar ileri gidebileceğini test etmiştir. İki ayrı odada yürütülen deneylerde katılımcılara diğer odadaki deneğe elektrik şoku vermesi istenmiş ve her seferinde voltaj daha da artırılmıştır. Diğer odadan sanki canı yanıyormuş gibi ses gelmesine rağmen deneye katılanlar en yüksek voltaja kadar çıkmışlardır. Korkutan bu sonuçlar, katliam ve soykırım gibi korkunç olayların nasıl gerçekleştiğini açıklamaya yardımcı olmuştur. 

 

6. Otorite ne derse yapar mıyız? 

stanford deneyiStandford hapishane deneyi sonuçlarına inanmak istemediğimiz bir başka çalışmadır. Hapishane koşullarındaki psikolojiyi test etmek için katılımcılar rastgele bir şekilde mahkûm ve gardiyan rollerine atanmıştır. Herkesin kendi rolüne adaptasyon hızı ve yoğunluğu korkutucu bir şekilde gerçekleşmiştir. Gardiyanlar mahkûmları hizaya getirmek için otoriter yöntemler kullanmış ve psikolojik işkence uygulamışlardır. Mahkûmlar, bir isyan girişimi sonrasında boyun eğmişlerdir. Deney kontrolden çıkmaya başladığı için sadece 6 gün sonra sona erdirilmiştir.

 

7. Pavlov’un köpekleri koşullandırması gibi bir bebekte koşullandırılabilir mi?
little albertCevap, maalesef evet’dir. Davranış bilimci John B.Watson, Pavlov’un köpeklere yiyecek verilmesi sırasında bir zilin çalması ile salya salgılaması gibi insanlarında duygusal tepkilerini programlayabileceğini göstermek istemişti. Dokuz aylık, küçük Albert adıyla bilinen bebek bu durumu test etmek için kullanıldı. Watson, bebeğe fare gösterdi ve her gösteriliş sırasında çok yüksek sesle bir gürültü de yaptı. Sonuç olarak, Albert her fare gördüğünde ( bazı kaynaklara göre her beyaz ve kürklü bir şey gördüğünde) ağlamaya başladı.

 

8. Erkekler ve Pisuvar
PisuvarBu deneyin tamamen araştırmacılar ve mezun öğrenciler tarafından mı gerçekleştirildiğini düşünüyorsunuz?   Middlemist, Knowles & Matter (1976) yaptıkları araştırma ile erkeklerin umumi tuvalette idrarını yaparken hemen yanında işeyen kişiden nasıl etkilendiklerini, idrarın hızı ve yoğunluğunu  görmek istemişlerdir. Sonuç: yanında biri olduğu zaman idrarı boşaltmaya başlamak  daha uzun zaman almakta,idrar miktarı düşmektedir. Ve bir diğer sonuçta erkekler çişini yaparken  yakınlarında birinin olmasından hoşlanmamaktadırlar.

 

Yararlanılan Kaynaklar: 

Yüzüncü Maymun Siz Olabilirsiniz!
Topluluk önünde etkili konuşmanın tüyoları…