Ömer Hayyam'ı yazmamın nedeni Ekrem Ataer'in Besteleriyle Ömer Hayyam kitabını fark etmemdir. Ömer Hayyam,Batı'nın "karanlık çağ" olarak bilinen dönemlerinde bir ışık gibi parlayan İslam dönemim başlarında yaşamış bir astronom - şair'dir. Daha çok rubaileri - dörtlükleri ile aslında öne çıkmış olmakla beraber, çok önemli bir bilim insanıdır.
Yaşamı ile ilgili çok ayrıntılı bilgi olmasa da değişik kaynaklar onun Belh, Buhara, Merv ve Bağdat gibi dönemin bilim ve tasavvuf merkezlerinde öğrenim gördüğünü, özellikle matematik,astronomi,tıp,tasavvuf ve edebiyat gibi alanlarda geniş kapsamlı çalışmalar yaptığını belirtmektedir.
Benim dikkatimi özellikle çekmesinin nedenlerinden biri yaşadığı dönemin çoğu matematikçisi gibi astronomi ile ilgilenmiş olmasıdır. Dönemin Selçuklu Sultanı Melikşah tarafından, takvim sisteminin yeniden düzenlenmesiyle ile ilgili çalışmalar yapması için görevlendirilmiş ve İshafan'da bir gözlemevi kurmuştur. Burada, ekibi ile birlikte yaptığı çalışmalarla günümüze en parlak yüz yıldızın eliptik koordinatlarını içeren bir bölümü gelebilmiş "Melikşah Zaçiyesi- Gökbilim Çizelgesi" çalışmasını yapan bilim adamlarının başkanlığını yapmıştır.
Ömer Hayyam'ın doğum ve ölüm tarihi tam olarak bilinmektedir (18 Mayıs 1048-4 Aralık 1131). Bunun nedeni, Gerçek Güneş yılından sapması bugün kullanılan sisteme göre çok daha az olan bir takvim geliştirmiş olması ve bir yılı 365.24211985156 gün olarak hesaplamasıdır. Kendisinden önceki dönemde Batlamyus tarafından yapılış çalışmalara ulaştığı ve bunları geliştirdiği düşünülmektedir.
Yaşadığı dönemi için çok önemli pek çok bilimsel çalışmanın yanı sıra beyninin iki yarısını da kullanan ender bir dahi olarak felsefe ile de ilgilenmiş ve bilimsel çalışmalarının çok daha önüne geçen rubaileri-dörtlükleri tanınmaktadır.
Yaşam felsefesinin andan zevk almak, mutlu olmak ve kimseye biat etmeden yaşamak ve daha çok görünür evreni dikkati alarak kavrayamadığımız şeyler için çok daha endişelenmemiz gerektiğini düşünen pek çok rubaisi bulunmaktadır.
Kendisinden 500 yıl kadar önce yaşayan Epikuros'un görüşleri ile oldukça paralel olduğunu
düşündüğüm felsefi anlayışı daha çok maddiyatçı, ancak insan sevgisi ile yoğrulmuş olması, her türlü bağnazlık ve yobazlığa karşı bir duruş olarak görülmektedir. Tarihin ilk savaş karşıtı eylemci yakıştırması yapılan kişilerden biri olarak düşünülmektedir. Günümüze gerçek anlamda 2oo' e yakın rubaisi kaldığı düşünülmekle beraber kendisine mal edilmiş 1000 kadar olduğu söylenmektedir.
Yazımın nedeni olan Ekrem Atarer'in besteleri ile Ömer Hayyam kitabını almanızı ve içinde yer alan CD'deki son derece özgün bir çalışma ile bestelenmiş rubaileri dinlemenizi tavsiye ederim.
Yazıyı benimde sevdiğim birkaç rubaisi ile sonlandırmak isterim:
31.
33.
43.
53.
77.
135.
171.
187.
Yararlanılan Kaynaklar: