Gelişmenin en önemli aracı öğrenmedir. Diğer canlılardan bizi ayıran önemli farklarımızdan biri öğrenme kapasitemizdir. Bu yüzden öğrenmeyi de öğrenmeliyiz. Bu yazı ile öğrenme teorileri gibi, teorik bir tartışmaya girmeden, öğrenmenin tanımı ve aşamalarını kendi öğrenme yolculuğum üzerindeki bir örnek üzerinden giderek açıklamaya çalışacağım. Öğrenme konusunda benim şu ana kadar rastladığım en güzel tanım, “Örgütsel Davranış” doktorasını yaparken, kendisinden ders alma onuruna eriştiğim çok değerli hocam Prof.Dr.Suna Tevruz tarafından yapılmıştır:
“Talim ve tecrübe yoluyla davranışta meydana gelen oldukça devamlı bir değişmedir”
12 kelimeden oluşan bu basit tanımı inceleyecek olursanız, koyu renkli kelimelerin önemini fark edersiniz. Bu kelimeler öğrenmenin;
Yukarıda analiz etmeye çalıştığım öğrenmenin tanımı, genellikle aşağıdaki adımlarla gerçekleşir. Gerek televizyondan gerekse ailem ve arkadaşlarımdan gördüğüm, izlediğim, dinlediğim kayak sporu, sonunda benimde öğrenme isteğimi eyleme geçirdi. Ancak ünlü bilim adamı Albert Einstein dediği gibi;
“Bilgi malumat değildir. Bilmenin tek yolu deneyimlemektir."
Dolaysıyla bir konuyu tartışabilirsiniz ama bu size sadece felsefi bir anlayış kazandırır. Bir konuyu bilmek istiyorsanız onu deneyimlemelisiniz. Kayak sporunu öğrenme deneyimimden yola çıkarak, öğrenme süreci örneklendirmek istiyorum: 1. Bilinçsiz Yetersizlik: Kayak sporunu yapabilmeniz için bir takım ekipmanlara ihtiyacınız vardır. Bunlar, kayak ayakkabısı, kayaklar, baton gibi en temel şeylerdir.
![]() |
![]() |
Ancak bunları biliyor ve görüyor olmak demek ne anlama geldiklerinin farkında olduğunuz anlamına gelmez. Kayak ayakkabısını ayağınıza giyip yürümeden, kayakların üstünde çıkarak ayakkabıları sabitleyerek üstünde durmaya çalışmadan, bunların hiçbiri konusunda bilinçli olmanız mümkün olmadığı gibi gerekli becerileri de sergileyemezsiniz. Kayak ayakkabılarını ilk kez giydiğimde ne kadar zor yürüdüğüm, üstelik bir de bu ayakkabılar ile kayakların üstünde durmaya çalışmak deneyimimi beni ikinci aşamaya taşımaya yetti. Çünkü artık tüm bu ekipmanların pratikte ne demek olduğunu anlamaya başlamıştım. 2. Bilinçli Yetersizlik: Artık bu ayakkabılar, elinizde baton ve kayaklarınızla ilk temel deneyime sahipsinizdir ancak bunlarla hareket etmeye başladığınızda yani ilk üstünde durma ve hareket etme becerinizin ne kadar yetersiz olduğunu anlarsınız. Bu arada eğer bir ders alıyorsanız kayak öğretmeninizin size söylediklerini yani düşme durumu, düştüğünde nasıl tekrar ayağa kalkacağınıza dair bilgiler gibi bunları deneyimleyene kadar bir şey ifade etmez. Bu aşamada her yeni beceri sizi ilk aşamaya götürür. Dolayısıyla bir süre 1. ve 2. Aşamalarda gidip gelirseniz. Bu iki aşama arasından gidip gelmeler yani deneyim kazanma ve becerileri edinerek artık rahat yapar hale gelmenizi sağlayacak tek şey pratik, pratik, pratik yapmaktır. Yani öğrenme tanımımızdaki talim ve tecrübe. Bu konudaki gelişiminiz, isteğiniz, enerjiniz ve fiziksel yeterliliğinize paralel olarak sizi 3. aşamaya geçerir. 3.Blinçli Yeterlilik:
Yaptığınız denemeler, düşüp rahatça kalkabilmek, hızlandığınızda “kar sapanı” denilen fren sistemi ve “ S “ çizerek dönüş yapma gibi beceriler ile artık en azından başlangıç seviyesindeki parkurlarda davranışlarınızda oldukça devamlı hale gelmiş becerileri kazanmış olursunuz. Bu beceriler yeterlidir, ta ki daha ileri seviyelerdeki parkurlara çıkana kadar. Dolayısıyla, yeni durumlar sizi tekrar 2. aşamaya geri döndürür. Ancak elde ettiğiniz deneyimler bu sefer yeni durumlara adapte olma hızını artırır. Başlangıç seviyesinde elde ettiğim beceriler, eğimi daha fazla ve engebeli parkurlara çıktığımda bana yani farkındalıklar kazandırdı. Yetersiz olduğum bu farkındalık durumlarından gene talim yoluyla çıkabildim. Karşılaşabileceğiniz durumlar, daha kararlı hale gelmeye başladığında ve siz yeteri kadar talim yaptığınızda artık 4.aşamaya geçersiniz.
Bu aşamada artık arabaya bindiğinizde kontağı ne zaman çalıştırdığınız hatırlamadığınız, bisikletin ilk pedalını çevirip nasıl gittiğinizin farkında olmadığınız ama gayet iyi gittiğiniz aşamasıdır. Kayak sporunda da artık rahatlıkla kayak ayakkabılarını giyip, kayaklarınıza sabitlediğiniz, telesiyej sırasına girerek bir an önce parkura çıkmak istediğiniz ve çıkar çıkmaz kaymaya başlayıp, keyfini çıkardığınız aşamadır. Oysa bunlar ilk aşamalarda tam bir stres kaynaklarıdır. Çünkü tüm bunların hepsini büyük bir farkındalıkla yapar ve hata yapmamaya çalışırsınız. Telesiyeje binmek ve inmek için hazırlanmak, kar sapanı yapma çabası, S çizerek inmek, paralel kaymak gibi ne yaptığınızın sürekli farkında olmak sizi yorar ancak eğer doğru yolda iseniz ve pratik yapıyorsanız 4. Aşama kaçınılmazdır. Yeteri kadar talim ile davranış kazanılmıştır ve oldukça devamlı bir haldedir. Ancak uzun süre ara verdiğinizde ve çok fazla pratik yapma şansınız olmadığında davranışta sönme denilen yavaşlama olacaktır. Bu yüzden öğrenmenin uzun süreli hafızaya yerleşmesi için en azından 60 günlük bir süre içerisinde hatırlatıcılara ihtiyaç vardır. Polonyalı araştırmacı Piotr Wozniak tarafından geliştirilen, süper hafıza (supermemo) modeli olarak adlandırlan öğrenme programında bu hatırlatıcıları kullanarak davranışı oldukça devamlı hale getirmek mümkündür.
Yukarıdaki model benim deneyimimde o kadar açıklayıcı ki, bundan 3-4 sene önce aldığım bir ders sonrası hiç bir şey yapmadım ve tamamen boşa gitti ders, geçtiğimiz ay gene bir ders aldım ama üzerine gene gitmedim. Ancak son girişimimde 5 gün üst üste günde 4-5 saat sürekli pratik yaptım ve belirli orta seviye durumlara göre ustalık kazandım. Eğer yukarıdaki modele göre önümüzdeki 30 gün iki pekiştirici eylemde bulunacak olursam öğrendiklerimi %80'nini hatırlama, dolayısıyla edindiğim beceriyi oldukça devamlı bir duruma getirme şansım olacaktır. İşte öğrenme dediğimiz süreç özetle bu şekilde işlemektedir. Ne öğreniyorsanız, ben bunu artık öğrendim demek için amacınızın 4.aşamaya çıkmak ve uzun süreli hafızaya bu öğrendiklerinizi aktarmanız gerektiğini unutmayın. Öğrenmek kaliteli yaşamak demektir. Öğrenmenin tersi ise "ölüm"dür.