Uzun zamandır iş hayatının içindeyim. Yaptığım ve yapmakta olduğum çok sayıda yönetim eğitimi, yönetici koçluğu ve yönetim danışmanlığı sırasında pek çok yöneticilik uygulamasına şahit oldum. Çeşitli kitaplarda, bloglarda genellikle, en sık karşılaşılan 10 yöneticilik hatası ya da liderlik tuzakları gibi çeşitli değerli yazılar görüyor, okuyorum. Ancak işin pozitif tarafından bakan yazı sayısı genelde az. Bende kendi deneyimlerimden yola çıkarak, bu yazı ile şimdiye kadar gördüğüm, basit fakat etkili en iyi uygulamaları paylaşmak istedim. Herhangi bir (8,10.15 vb. ) bir sayı vermek istemiyorum. Bakalım kaç tane çıkacak?
Bir insanın hayatında en değerli varlığı, sanırım kişinin bir psikolojik veya beyninin duygularla ile ilgili bölümünde patolojik bir sorunu yoksa çocuklarıdır. Bu yüzden rastladığım kimi çok sevilen ve başarılı yöneticiler; kendisine bağlı çalışanlarının çocuklarının isimlerini, yaşlarını, özelliklerini biliyor ve bunu çalışanına samimi bir şekilde yeri geldiğinde gösteriyordu. Bu davranışının etkisini daha sonra yönetici ile bu davranışı gösterdiği çalışanları arasındaki ilişkinin ne kadar güçlü olduğuna kendi gözlerimle şahit oldum.
Kimi yöneticiler çalışanları ile birlikte oldukları anda başka yöneticilere göre çok daha akışkan bir sohbete dalıyorlardı. Bunun nedeni gözlemlediğimde, bunun bu sohbeti kişiye özelleştirebilen yöneticiler olduğunu fark ettim. Hem çalışanı ile bir arkadaşı gibi sohbet ediyor hem de daha yakından tanıma imkânı buluyorlardı.
Bir kitapta okuduğumuz bu uygulamayı kendi şirketimde bir çalışan arkadaşımızın önerisi ile gerçekleştirdik. Ben dâhil tüm şirketin çalışanlarına varsa eşi, annesi, çocukları gibi yakınlarına; “ Senin Oğlun Erkan”, “Senin Kızın Armağan”, “ Senin Baban Tayfun”, “Senin Annen Suna” gibi başlıklarla onlara özel hazırlanmış mektuplar yolladık. Sonuçlar o kadar etkileyici ve çarpıcı olmuştu ki tam anlamıyla mükemmel bir deneyimdi.
Benimde yöneticisi olarak çalıştığım bir şirkette patronun isteği ile yapılan bu uygulamada, müşteriler, onları da ilgilendiren çeşitli konularda toplantılara çağrılıyordu. Bu müşteriler şov amaçlı çağrılmıyor, gerçekten de dinleniyorlardı. Anlamlı olan fikirleri uygulamaya alınıyordu. Bunun saha da yarattığı pozitif etkinin ötesinde alınan kararın isabetliliğine ilişkin katkısı son derece yüksekti.
Yeni kurulmuş bir şirket hızla büyüyor ve ulusal pazara hizmet etmeye başlıyordu. Dolayısıyla artık hatalarda yapılmaya başlanmıştı. İşte o dönemlerde başlayan bu uygulama çalışan memnuniyetini anketlerle ölçmek yerine bünyesindeki tüm şirketlere üst düzey yöneticileri yollayarak hem eleştiri hem de öz eleştiri yapılmasını sağlıyordu. Sıra dışı bir uygulama olan bu yapı ile şirket daha da büyüdü ve gelişti.
Tanıdığım en başarılı yöneticilerde gördüğüm ortak özelliklerinden biri olan ancak maalesef az sayıda karşılaştığım bu uygulama ile çalışan motivasyonu son derece yüksek seviyelerde tutuluyordu. Genellikle negatife odaklanan, şimdi översek yarın başımıza çıkar diye genellikle takdiri pek sevmeyen yöneticilerimiz arasından bu tür yöneticiler asfaltta yetişen bir gelincik gibi parıldıyorlardı.
İşten çıkartma doğası gereği çok sevimsiz bir iştir. Çoğu yönetici bu durumla yüzleşmek istemez. Yüzleşse bile kısa tutup, bir an önce durumu bitirmek ister. Ancak çalışanları tarafından sevilen, iş ve insan dengesini tutturmuş yöneticilerin işten çıkartma sürecini çok önemsediklerini gördüm. Adeta çalışanları için üzülen ancak rasyonel bir karar olduğunu da inandıkları için bu işi delege etmeden kendileri yöneten yöneticilerdi bunlar.
Bazı yöneticiler var ki çok sevilirler. Neden diye sorduğunuzda çok fazla şey bulunamaz belki ama siz kendiniz süreci gözlediğinizde bunun sırrını çözersiniz. Gene az sayıda ancak son derece etkili bu durum; güler yüzlü, esprili ve özellikle ilginçtir çok iyi fıkra anlatan yönetici davranışlarının sonucu idi. Her hangi bir etkinlik, konuşma olduğunda buz gibi bir hava eserken birden durumu değiştirebilen, sanki şeytan tüyü taşıyan yöneticilerdir bunlar.
Ülkemizde başarılı olan ve büyüyen pek çok şirkette rastladığım yaygın bir uygulamadır bu; çalışanları zor durumda kaldığında onları maddi açıdan desteklemek. Özellikle başarılı ve tutmak istediği çalışanlara bunun hiç tereddütsüz yaparak onların bağlılığını sağlamak.
Bizim kültürümüzde son derece önemli olan bu tür şeyler, sevilen yöneticiler tarafından hassasiyetle uygulanmaktadır. Ne kadar önemli bir işleri olursa olsun böyle durumlarda mutlaka bu tür işleri bırakıp çalışanlarının yanında olmayı tercih ederler.
Arkasından konuşmayan, söyleyeceği şeyi biriktirmeden ama kırmadan da söylemeyi başararak bunu aktarabilen yöneticiler tanıdım. Bu tür yöneticilere karşı çalışanları o kadar dikkatli davranır ve hatayı minimize etmeye çalışırlar ki yöneticilerinden böyle bir konuşmaya muhatap olmasınlar. Bunun nedeni korku değil o yöneticiyi üzmek, karşısında zor duruma düşmektir.
Lütfen sizde en iyi diye düşündüğünüz bu uygulamaları yorumlar kısmına yazın . Belki bu listeyi birlikte büyütür ve kendi kültürümüze, iş yapış şeklimize göre bir en iyi uygulamalar rehberi çıkartırız.