TA ile ilgili ilk iki yazı da Harris’in kitabından kendimce gördüğüm önemli bölümleri alıntılayarak yaklaşımı aktarmaya çalışmıştım. Eğer ilk iki yazıyı okuduysanız bu yazı onların meyvelerini toplamak için yazılmıştır. Bu yazı ile temel kavramları ve gerekçelerini aktarmaya çalıştığım TA analizinin yaşamımızda bize nasıl yardımcı olabileceğini açıklamaya çalışacağım. Buradaki önemli soru, yazını başlığındaki sorudur: değişebilir miyiz? Bunu yapabilmenin yolu üç var oluş biçimi ya da EGO durumları arasında geçen transaksiyonların analizini yapabilmek ve özellikle Yetişkin ’de kalmayı tercih etmektir. Ama önce gelin üç var oluş biçimi olan Ebeveyn, Çocuk ve Yetişkin ‘inin (EÇY) özelliklerini bir hatırlayalım. E-Y-Ç Özellikleri[/caption] Yapısal açıdan üç benlik durumu olan EÇY, fonksiyonel açıdan bakıldığında Ebeveyn ve Çocuk ‘ta alt kırımlılara ayrılır. TA konusunda çalışan bazı uzmanlar, Ebeveyn benlik durumunu kendi içinde koruyan ve eleştiren olmak üzere iki alt kısımda incelemişlerdir.
Çocuk benlik durumu da gene kimi uzmanlar tarafında Doğal Çocuk ve Uyarlanmış Çocuk olarak incelenmektedir.
Bu özellikleri bilmek önemli çünkü buna göre yapılan iletişimlerdeki transaksiyonları analiz etmemiz gerekiyor. Örneğin aşağıdaki örneğe bakalım.
Sınavdan yeni çıkmış arkadaşına ile iletişim şöyle olduğunu varsayalım:Yukarıdaki bir Yetişkin – Yetişkin transasksiyon örneğidir ve tamamlayıcı transaksiyon olarak tanımlanır. Bu bağlamda 3 tip transaksiyon kurulur.
Örneklerle her bir transaksiyon biçimine bakalım. Tamamlayıcı transaskiyonlar Yukarıdaki gibi bir E-Y-Ç diyagramındaki uyaran – yanıt diyagramları paralel gidiyorsa transaksiyon tamamlayıcıdır ve ebediyen sürebilir. Paralel oldukları sürece vektörlerin ne yöne gittiği önemli değildir. Bunlar E –E, Y –Y, Ç –Ç, E –Ç, Ç – Y olabilir. ]Eğer biri bu anlaşmadan sıkılırsa, paralel ilişki bozulur ve o zaman problemler başlar. Çapraz Transaksiyonlar Paralel ilişkinin bozulduğu, zorluk çıkaran transaksiyonlardır. Örneğin yukarıdaki transaksiyonun aşağıdaki şekildeki gibi geliştiğini düşünelim.
Çapraz transaksiyonlarda, uyaran ve yanıt E-Y-Ç TA diyagramında kesişirse iletişim kesilir. Çapraz transaksiyonlar gürültülü patırtılı bir dizi ileti değiş tokuşu başlatır ve sonunda “Sen zaten…” şeklindeki alevli sonuçlara ulaşır. Bu tür tekrarlanan değiş tokuşlar “Sen zaten…”, “Eğer sen olmasaydın, ben… yapabilirdim”, “Şamata”, “İşte şimdi seni yakaladım, seni o. Çocuğu” dediğimiz oyunlar görülür. Yetişkin olmayan yanıtların kaynağı Çocuk ‘taki OK OLMAMA pozisyonudur. OK OLMAMA ‘nın hakim olduğu bir insan, gelen uyaranlarda orada olmayan “okur”. Gizli- Örtük Transaksiyonlar Bazen bir transaksiyonda ikincil bir iletişim amacı bulunur. Örneğin;
Bu yukarıdaki iletişimde “Açacağı nereye sakladın?” diyen koca, Yetişkin tarafı ile objektif bir bilgi arayan bir uyaran göndermektedir. Ancak saklama kelimesinde şöyle bir anlam olabilir; “Ev kadınlığı benim için bir gizem. Senin kadar dağınık olsaydım şimdiye kadar ayrılmış olurduk. Bir kere, sadece bir kere aradığım bir şeyi olması gereken yerde bulabilsem!” Bu bir Ebeveyn ’dir. Bu cevap, üstü kapalı hafif bir eleştiri barındırmaktadır. Bu çifli (gizli) bir transaksiyondur.
Bu transaksiyonun devamı eşin hangi uyarana yanıt vermeyi seçeceğine göre değişir. Eğer işlerin yolunda gitmesini istiyorsa ve kendini tehdit altında hissetmeyecek kadar OK hissediyorsa “Açacağı kaşıkların yanına sakladım, hayatım” diye yanıt verilebilir. Bu tamamlayıcı bir transaksiyon olur. Eşinin istediği bilgiye yanıt vermiştir ve dağınıklık konusunda payını muzip bir şekilde kabul etmiştir. Eğer Yetişkin ’i, evliliği için kocasının uyarısı hakkında bir şeyler yapmasını, önemli buluyorsa bu ipucunu alır ve daha organize olur. Bunu transaksiyonu dokuyan Yetişkin ’i ile yapar.
Buna karşın eğer OK OLMAYAN Çocuk oltaya gelirse, ilk tepkisi saklama kelimesine olacak ve şöyle yanıt verilebilecektir. “Ne oluyor sana, kör müsün, nesin?” Ve böylece açacak soruşturması bitip, her birinin düzenli olma, körlük, aptallık konusundaki meziyet ve kusurları hakkında tartışma başlayacaktır. Adamın istediği içecek açılmamıştır ve “arbede” oyunu başlamıştır.
Dolayısıyla Yetişkin nasıl daha hızlı ve daha iyi çalışabilir? sorusu akla gelmektedir. Yaşamın kapıyı ilk açan kim olacak:
Ebeveyn mi? Yetişkin mi? Çocuk mu?
Yetişkin, Ebeveyn ve Çocuk ‘tan sonra gelişir ve yaşam boyunca onları yakalamaya çalışırken zor zamanlar geçirir. Ebeveyn ve Çocuk ilk dönemleri ele geçirmiştir ve böylece uyarana otomatik olarak yanıt verirler. Bu nedenle Yetişkin ’i güçlendirmek için yapılan ilk iş onu, Ebeveyn ve Çocuk ’un sinyallerine duyarlı hale getirmektir.Duyguların ayaklanması Çocuk ’un oltaya geldiğinin göstergesidir. Kendi Çocuk ’unu bilmek, kendi OK DEĞİLİM duygusuna duyarlı olmak Yetişkin ’in veri işleme çalışmasının birinci sıradaki olmazsa olmazıdır. “Bu benim OK OLMAYAN Çocuk ’um” deyip bunun bilincinde olmak, hareketlenen duyguları dışlamaktan korur. Bu veriyi işlemek kısa bir süre alır. 10’a kadar saymak bizi Yetişkin ’in transaksiyonu kontrol altında tutabilmesi için otomatik yanıtı geciktirmenin yararlı bir yoludur. “Şüphe duyuyorsan, hesaba katma” arkaik veya yılgın Çocuk tepkilerinin perdelemek için iyi bir egzersizidir. Aristo, gerçek gücün, gücü dizginleyebilmek olduğunu savunurdu. Yetişkin ’in gücü, gücü öncelikle frenleyebilmede; Ebeveyn ve Çocuk ’un otomatik, arkaik yanıtlarını dizginleyebilmede; böylece Yetişkin ’in uygun yanıtları hesaplamasını beklemede yatar.
Ebeveyn ve Çocuk ’ta neler olduğunu bilince Ebeveyn ve Çocuk ’u, Yetişkin ’den ayırt etmek daha kolaylaşır. İngiltere’de psikoterapiye “kendini dışarı çıkarmak” denir. Yetişkin ’i geliştirmenin yolu tam olarak budur. İnsan kendi Ebeveyn ve Çocuk ’una ne kadar duyarlı olursa Yetişkin ’i o kadar ayrışmış, özerk ve güçlü olur.
Ebeveyn ve Çocuk ’u teşhis etmenin bir başka yolu ise iç diyaloğu izlemektir. Bu göreceli olarak daha kolaydır. Dışarıdan bir uyarana yanıt beklenmediği için kişi veriyi incelemek için daha çok zamana sahiptir. İnsan kendini umutsuz, pişman, depresyonda hissediyorsa “Neden Ebeveyn ’in Çocuk ’umu dövüyor?” sorusunu sorabilir. İnsanın içinden geçen suçlayıcı diyaloglara sık rastlanır. Berttrand Russell, Alfred North Whitehead hakkında şunları yazar: “Disiplinli yaşam süren diğer tüm insanlar gibi kendi kendine konuşarak stresinden arınırdı. Ve yalnız olduğunu düşündüğünden tahmini sonuçlar hakkında söylenirdi.”
Bir insan eğer “Bu benim Ebeveyn ’im ya da “Bu benim Çocuk ’um” diyebiliyorsa bunu Yetişkin ’i söyler ve çeşitli sorular sorduğu için Yetişkin ’e geçtiğini söyleriz. Stresli bir durumda insan basitçe “Gelen kim?” sorusunu sorarsa, bu bile ona nefes aldırır.
Kendi Çocuk ’una duyarlı olan kimse, başkalarının Çocuklarına da duyarlı olmaya başlar. Hiçbir insan korktuğu kişiyi sevmez. Başkalarının Ebeveynlerinden korkarız: Çocuklarını sevebiliriz. Zor bir transaksiyonda yararlı olabilecek bir alıştırma da, karşınızdaki kişinin içindeki küçük kızı veya küçük erkek çocuğunu görmektir. O küçük kız ya da erkek çocuğu küçümsemeden, sevgi dolu, koruyucu bir şekilde konuşmaktır. Eğer şüphe duyarsanız, ona temas iletisi verin. Eğer insan karşısındakinin Çocuk ’una yanıt verebiliyorsa, artık onun Ebeveyn ’inden korkmaz.
Yetişkin ’i güçlendirmenin bir başka yolu da temel değerler konusunda büyük kararlar almak üzere zaman ayırmaktır. Böylece bir sürü küçük karar için boşuna zaman ayırmazsınız. Aldığınız büyük kararlar her zaman gözden geçirilebilir, ama temel değerlerin uygulanacağı her olayda daha az zaman harcarsınız. Bu büyük kararlar anlık “Ne yapılmalı?” sorularına ahlaki bir alt yapı oluşturur.
Bu kararları almak için bilinçli bir çaba gerekir. Tekne kullanmayı fırtınada öğrenemezsiniz. Benzer bir şeklide sizin oğlunuz “Johnny benim burnumu yumrukladı.” dediği anda bir değerler sistemi kurum yanıt veremezsiniz. Önceden düşünmeden temel değer ve önceliklerinizi belirlemeden yapıcı bir Yetişkin transaksiyonu kuramazsınız.
Eğer bir yolcu geminiz varsa, uzman bir gemici olursunuz çünkü uzman olmadığınızdan neler olacağı, başınıza neler geleceğini bilirsiniz. Telsizi çalıştırmayı öğrenmek için fırtınanın çıkması beklemezsiniz. Eğer evliyseniz, uzman bir eş olursunuz çünkü iyi bir eş olmamanın ne anlama geldiği ile yüzleşmişsinizdir. Evliliğinizin temelini oluşturacak ve yürümesini sağlayacak bir değer sistemi üzerinde çalışırsınız. Böylece, işler sarpa sardığında elinizde, işinize yarayacak bir şey olur. Yetişkin “Burada önemli olan ne?” gibi sorular ilet transaksiyona girmeye hazır olur.
Yetişkin bir olasılık hesabı tahmincisi olarak, sadece evlilik ilişkisi değil, tüm ilişkileri çevreleyen, dış değerler sistemi olarak da çalışabilir.
Çocuk ’un aksine sonuçları hesaplayabilir ve ödülleri erteleyebilir. Tarih, felsefe ve dinin temellerini inceleyerek yeni değerler oluşturabilir. “Kurumun korunmasına yönelik” olan Ebeveyn ’in aksine Yetişkin, bireyi korur. Yetişkin, sevilmenin önemli olduğunu pozisyonlara isteyerek konumlanır. Yetişkin, “almaktansa vermek daha kutsaldır” fikrinde Ebeveyn emrinden daha fazlasını görür.
Erich Fromm’a göre Yetişkin ’in vermekten anladığı:
Vermek fiili ile ilgili en yaygın yanlış anlama vermenin bir şeyden vazgeçmek, fedakârlık etmek, ondan mahrum kalmak olduğunun varsayılmasıdır. Verimli olmayan insanlar vermenin, güçten düşmek, fakirleşmek olduğuna inanırlar… Salt vermek acı verdiği için, vermek zorunda (Ebeveyn) olduğu için. Onlara göre vermek erdemdi, fedakârlığın göstergesi olan davranıştır.
Verimli insana (Yetişkin ’e) göre vermek tamamıyla başka bir anlama gelir. Vermek, gücün en üst düzeyde ifadesidir. Verme davranışı ile ben gücümü, varlığımı deneyimlerim. Bu canlılık, güç dolu deneyim beni mutlulukla doldurur. Vermek almaktan daha mutluluk vericidir. Bir mahrumiyet değil, tam tersine verme eylemi benim canlılığımın açık ifadesidir (OK).
Bu biçimde vericilik bir yaşam biçimi olarak seçilebilir. Bu seçim Yetişkin şu soruları sorduğu zaman alacağı tüm kararların temeli olabilir: Burada önemli olan ne? Seviliyor muyum? Böyle bir değere karar verilince “açacağı nereye sakladın” sorusuna yapıcı olarak yaklaşabilir ve günden güne;
BEN OK’İM/SEN OK’SİN pozisyonunu güçlendirebiliriz.
Sonuç olarak güçlü bir Yetişkin aşağıdaki yollar ile inşa edilir:
Yararlanılan Kaynaklar: