İyimser gelecek
paylaş

Gerçekten dünya giderek kötü bir yer mi oluyor?

1997 yılında, John Brockman tarafından üçüncü kültür diye bir fikir ortaya atıldı. Hayatımızın derinliklerindeki anlamları görünür kılmak, kim olduğumuz, ne olduğumuzu tanımlamak gibi bir takım amaçlar edinen bu fikir internetin gelişimi ile 1997 yılında www.edge.org adı ile ulaşılabilirliğini geliştirdi.

Sitede son derece spekülatif fikirler sunulmaktadır. Ancak bu fikirleri sunanlar alanındaki gerçekten başarılı kişilerdir. Temel fikirde bu kadar başarılı kişiyi kendi kendilerine sorular sorup cevap aramaları yerine bir odaya kapatsak ve soruları birbirlerine sorsalardı ne olurdu fikridir.

Sitede her yıl bir "edge" sorusu sorulmakta ve cevapları yayımlanmaktadır.

Kim bilir, belki bir gün, bu fikri ülkemizdeki alanında başarılı olan bilim insanları arasında sorarak güzel bir proje yapılabilir.

iyimser

Neyse, konumuza dönecek olursak 2007 yılındaki” edge” sorusu çok özetle şuydu?

“Hangi konuda iyimsersiniz? Hadi bizi şaşırtın”.

Bu soruya 153 düşünür tarafından gelen cevaplar, İyimser Gelecek adı ile NTV yayınlarından yayımlandı.

Kitapta verilen istatistikler ve örnekler gerçekten son derece çarpıcı ve etkileyici idi. Kitabın içinden, neden iyimser olmamız gerektiğine ilişkin bazı bilgileri paylaşmak istiyorum.

Kitabın içinde, günümüzde medyanın 200’e yakın ülkeden 6 milyarın üzerinde insandan sürekli haber verebilmesi ve bunları içinde dehşet verici haberler olmasına rağmen istatistiklere baktığınızda giderek azalan bir silahlı çatışma oranı olduğu yazıyordu. British Columbia Üniversitesinden yayımlanan bir raporda, Dünyadaki çatışmaların on yıldan kısa bir süre içinde yüzde 40 düştüğü ve çatışma başına kayıp sayısında da azalma olduğu bildiriyordu.

Robert Wright tarafından 2006 yılında yayımlan" Nonzero: The Logic of Human Destinity – Sıfırdışı: İnsanlığın Kaderinin Mantığı" adlı kitabında insanlık tarihine daha iyimser bir bakış açısı ile baktığınızda iyileşmeyi göreceğimizi söylüyor.

Avcı-toplayıcı toplumlardaki şiddet olaylarında ölen erkeklerin tahmini oranı %30 iken, iki Dünya savaşı ve iki nükleer bomba deneyimi yaşamış vahşice can veren erkeklerin oranı ise %1.

Elbette tüm bunlar bugünlerde Suriye’de yaşanan, Irak da yaşanmış, ülkemizde yaşanmış terör olayları, Sivas katliamı gibi şeyler için teselli olmasa da sürekli üzerine gerginlik pompalanan bizim gibi gelişmekte olan yerlerde, sanki her şey daha kötüye gidiyormuş gibi hissettiriyor.

Tüm yaşadıklarımız ve algılarımıza rağmen daha iyi bir geleceğe doğru gidiyoruz ve gideceğiz. Ortalama insan ömrü uzuyor, bilimsel keşifler yapılıyor ve daha fazla çocuk iyi eğitim olanakları buluyor.

Eğer bilim ve sanatın, dolayısıyla açık görüşlülüğün, hoş görünün, fikir çeşitliğinin oluşabileceği bir ortam oluşturulabilir ve şiddet içermeyen, başkasına zarar vermeyen her türlü özgürlüğe izin verilirse, birlikte kavga etmeden çok daha mutlu yaşayabileceğimize dair ben de iyimserim.

Erkan Tozluyurt

Uzay Yolu adlı bilim kurgu dizisini bilenler belki hatırlayacaklardır.  Bir bölümünde, zamanda yapılan bir yolculuk sırasında gelecekten gelen kişiye, günümüz insanı sanırım şuna benzer bir soru soruyordu:

“... Ne yapıyorsunuz? Gelecekte para var mı? Birbirinizle kavga ediyor musunuz?”.

Uzay yolu kaptanı verdiği cevap şuydu:

“ ...biz para kazanmak ve şiddet gibi konular yerine, Evrenden neler olduğu ve nasıl daha iyi yaşayabiliriz, yeni şeyler keşfedebiliriz bu konular üzerine çalışıyoruz...”

şeklinde bir cevap verdi. Sanırım her barış isteyen ve bilime meraklı insanın duymak isteyeceği cevaplardan biri idi ve duyduğumda beni çok etkilemişti.

Belki günümüzden çok da uzun olmayacak bir zaman sonra diyelim ki iki yüzyıl sonra, eğer insanoğlu kendini yok etmez veya sıra dışı bir felaketle karşılaşmaz ise, nasıl olup da  21.yüzyılda  insanların insanlara zarar verdiği, insanların hayvanları yediği, bitkilere zarar verdiği, çocuk ve kadınlara vahşice şiddet uyguladığı gibi  konuları dehşetler içinde anacaktır.

İnsanoğlunun Rönesans sonrası çok uzun olmayan bir süre önce 400 yıllık bir zamanda geldiği bugünkü gelişmeleri düşündüğümüzde yukarıda ortaya attığım fikrin gerçekleşebileceğini düşünüyorum.

Bilim ve sanat, eğitim sistemimizin önemli bir parçası olması ve özellikle pozitif psikolojinin giderek gelişmesini umut ediyorum.

Gelecek konusunda iyimserim, iyimser olmak istiyorum.

 

2012 yılının en önemli 3 bilim olayı
Neden bu blog?